top of page

KOLESTEROL

  • Dyt. D.Ezgi Akıncı
  • 24 Eyl 2022
  • 3 dakikada okunur


Hayvanların vücut dokularında hücre zarlarında bulunan ve kan plazmasında bulunan bir sterol. Kolesterol yaşam için gereklidir. Vücut kolesterolü kullanarak;

  • Safra asitlerini,

  • Kortizon, kortizol ve aldosteron gibi adrenal korteks hormonlarını ve testesteron progesteron, östrojen gibi eşey hormonlarını,

  • D vitaminini sentezler.

Ayrıca beynin kuru maddesinin %14’ü kolesterolden oluşur. Bu işlemlerin gerçekleşmesi için kanda az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.( yaklaşık 1 gram)


Kolesterolün kanda taşınımı bir proteinle birleşerek oluşturduğu lipoprotein bileşiği ile gerçekleşir. Kolestorolün vücutta taşınımı LDL ve HDL lipoproteinleri tarafından sağlanır.


Halk arasında iyi huylu HDL ve kötü huylu LDL olarak bilinmektedir. HDL fazla kolesterolü vücuttan atar. LDL ise kolesterolü dokulara taşıyarak damarda birikmesine sebep olur. LDL kolesterolün kanda fazla bulunması ateroskleroz ve koroner kalp hastalıkları riskini arttırır.


Koleseterol için olması gereken değerlerden bahsedelim:


Kolesterol<200 normal (istenen düzey)

200-239 sınırda yüksek

240 ve üzeri yüksek


LDL <100 normal HDL<40 düşük

100-129 istenen düzey HDL 60 ve üzeri yüksek

130-159 sınırda yüksek

160 -189 yüksek

190 ve üzeri çok yüksek


Serum kolesterolünde %1’lik bir azalma kronik kalp hastalıkları riskini %2 azaltmaktadır. Diyetle alım olmasa bile vücut kendi kolesterolünü sentezler(endojen kolsterol). Hatta yapılan çalışmalarda kolesterol içeren gıda tüketmeyen kişilerin kan kolesterolü, kolesterol içeren gıda tüketenlere daha yüksek bulunmuştur. Bu da bize kolesterol içermeyen diyetin aslında sağlıklı bir diyet olmadığını göstermektedir.


Yüksek kolesterol sadece ilaçlarla tedavi edilmez. Sınırda yüksek olduğu bazı zamanlar ilaç bile verilmez. Öncelikli tedavi beslenme tedavisidir. Kolesterol içeriğine dikkat edilerek beslenildiğinde kolesterol olması istenen düzeyde olur.

Peki nasıl beslenmeliyiz?


1. Tabii ki öncelikli olarak yüksek kolesterol içeren gıdalardan kaçınmalıyız. Bunlar;

· Beyin, yumurta sarısı, sığır ciğeri, iç yağı, tereyağı, kuyruk yağı,

· Istakoz, karides, kalamar,

· tam yağlı süt ve ürünleri, kaymaklı süt, gravyer peynir,

· işkembe-paça gibi sakatatlar, açma, poğoça türü hamur işleri,

· balık yumurtası, havyar, belirsiz yağda kızartılmış balıklar,

· yağlı görünen bütün etler, işlenmiş etler(sosis, salam, pastırma, sucuk..), av hayvanları(ördek vs.)

· hidrojene yağlar, sert margarinler, kızartmalar,

· baklava, kremalı pastalar, hazır yiyecekler, çiolatalı ürünler,

· fazla tuz ve tuzlu yiyecekler, ketçap, mayonez,

· kola, alkollü içecekler…

2. Bazı gıdaları ölçülü yemeliyiz. Bunlar;

  • Yarım yağlı süt ve ürünleri

  • Yağsız dana, kuzu eti ve tavuk eti (günlük ihtiyacı karşılayacak porsiyonda)

  • Çoklu doymamış yağlar ( ayçiçeği, ısırözü, soya vs.),

  • Teki doymamış yağlar(zeytinyağı, hidrojene olmamış yumuşak margarin, vs.),

  • Az yağlı soslar, az yağlı tatlılar…

3. Posa alımı LDL kolesterolü düşürmektedir. Günde 25-30 grama posa alımı sağlığımız için gereklidir.


4. Antioksidan içeren besinlerin tüketimi önemlidir.(C vitamini, E vitamini, beta karoten)

Turunçgiller, yeşil biber, maydanoz, lahana, bitkisel yağlar, tahıllar, baklagiller, havuç, sarı ve yeşil sebze ve meyveler,..


5. Yağ asitleri belli oranlarda alınmalıdır:

%10 doymuş yağ asitleri

%10-12 tekli doymamış yağ asitleri (n-9 / zeytinyağı, fındık yağı,)

%10 çoklu doymamış yağ asitleri( n-6, n-3 / mısırözü, soya,)


6. Tam tahıllı ürünler tüketilmelidir. İçerisinde biyoaktif özelliği en yüksek arabinoksilanlar bulunur. Bu madde çözünür ve çözünmez posa özelliği gösterir. Sindirilmeden kolona ulaşır, fermente olarak bağırsaktaki probiyotik bakterilerin gelişimine katkıda bulunur. Kolondaki fermentasyonu sonucu açığa çıkan kısa zincirli yağ asitleri LDL kolesterolü düşürür.


7. Kilo problemi kolesterolü arttıran bir diğer faktördür. Günlük enerji alımı ihtiyaç kadar olmalıdır.


8. Omega-3 yağ asitleri LDL oluşumunu azaltarak plazma HDL seviyesini arttırır. Kolesterolün karaciğere taşınmasını ve orada safra asitlerine dönüşmesini sağlar. Bu yağ asitleri damarda plak oluşumunu önler böylelikle kalp krizi riskini azaltır.



YUMURTAYA BAKIŞ


Biyolojik değeri çok yüksek, kaliteli protein içerdiği için vücutta yapım ve onarım faaliyetlerinde kullanımı oldukça etkindir.


Yumurta akında bulunan lizozim enzimi mikroorganizmaları tahrip eder ve bazı mayaların faaliyetlerini ise takviye edebilir. Lizozim antibiyotik etkisi belirlenen bir proteindir.


Yumurta sarısı fosfolipidlerin önemli bir kaynağıdır. Fosfolipidler, beyin ve sinir dokusunun gelişimi ve sağlığı için gereklidir, doğal antioksidan özelliğe sahiptir.


Yumurta sarısında bulunan kolin vücutta sinir iletimini sağlar ve eksikliğinde Alzheimer hastalığına neden olan asetilkolinin yapılması için esansiyel bir bileşiktir.


Yumurta sarısındaki yağ asitlerinin %3,34’ü doymuş, %4.46’sı tekli doymamış, %1.44’ü çoklu doymamış yağ asitlerinden oluşur.


Yumurta kolay sindirilebilir, zengin vitamin ve mineral içeriği ile yüksek besin değerine sahip bir hayvansal gıdadır.


Kolesterol hastalarının yumurtayı tamamen terk etmek yerine kısıtlı alması sağlıklı bir tercih olur.


Çok yüksek kolesterollü hastalar kan kolesterol seviyeleri düşene kadar yumurtanın sarısı yerine beyazını tüketmelidir.


Sınırda yüksek kolesterol hastaları tam bir yumurtayı haftada 1 ve 2 kere haşlanmış şekilde tüketebilir.

Kolesterol problemi olmayan sağlıklı bireyler yumurta tüketimine özen göstermelidir. Özellikle çocuklar büyüme ve gelişme döneminde oldukları için daha dikkat edilmelidir.



Dyt. Delal Ezgi Akıncı




Kommentare


Yazı: Blog2_Post
bottom of page